16 Ağustos 2022
Tarihli ve 31925 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin
11/5/2022 Tarihli ve 2019/976 Başvuru Numaralı Kararına göre,
“İşçinin,
kişisel sosyal medya hesabı üzerinden taşeron işçilerin gördüğü baskıları ve
yöneticileri konu ettiği paylaşımında diğer başka ifadelerinin arasında
kullandığı “Ey insan müsveddeleri, yönetici bozuntuları..." ifadeleriyle
çalıştığı Kurumdaki yöneticilere hakaret ettiği gerekçesiyle, işçinin iş akdi
feshedilmiş olup açılan işe iade talepli tespit davasında, anılan ifadelerin
ceza mahkemesi kararına atıfla hakaret niteliğinde olduğu ve eleştiri
sınırlarının dışında kaldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İşçi, alt
işverene bağlı olarak Kurumda çalışmasının yanı sıra kamu kurumunda çalışan
taşeron işçilere yönelik faaliyet gösteren KATAŞ-DER'in genel başkanlığı
görevini de sürdürmektedir. Bu bağlamda başvurucunun taşeron işçilere ilişkin
meselelerde bildireceği görüşlerin taşeron işçi kimliğinin ötesinde, yürütmekte
olduğu dernek başkanlığı görevinin de bir gereği olarak temsil ettiği sivil
toplum kuruluşunun ilgi alanındaki toplumsal meseleleri de kapsadığı kabul
edilmelidir. Dolayısıyla uyuşmazlığın çözümünde başvurucunun söz konusu
ifadeleri hangi sıfatla açıkladığı ve bu ifadelerle kimi hedef aldığının tespit
edilmesi hayati önemdedir.
İşçi, eldeki
başvuruya konu paylaşımında genel nitelikli "yönetici" kavramını
kullanmış ancak sözlerinin belirli bir kimseyi hedef aldığına yönelik herhangi
bir ifade kullanmamıştır. Ancak mahkemeler tarafından başvurucunun taşeron işçi
olması ve ceza davasına katılanların da başvurucu ile aynı Kurumda yönetici
olması gerekçe gösterilerek sözlerin muhataplarından bir kısmının Kurum
yöneticileri olduğu kabul edilmiştir. Derece mahkemelerinin işçinin asıl
amacının kurum yöneticilerini küçük düşürmek olduğunu kabul etmesi ancak
işçinin kullandığı kelimelere onun verdiği anlamın ötesinde anlamlar yüklemesi
ile mümkün olmuştur. İşçinin kullandığı ifadelere onun verdiği anlamın ötesinde
bir anlam yüklenmemelidir. Derece mahkemelerinin işçinin dernek başkanlığı
kimliğini dikkate almayarak ve doğrudan işaret edilmediği hâlde dolaylı
bağlantılarla işçinin Kurum yöneticilerini hedef aldığını kabul ederek
yaptıkları aşırı bir yorumun benimsenmesi kamusal konuşmaları imkânsız hâle
getirecektir. Kaldı ki işçi, kullandığı ifadelerde taşeron işçilere yönelen
baskının ancak "yöneticilik ve insanlık vasıfları taşımayan kişiler"
tarafından yapılabileceğini iddia etmiş; eleştirilerini abartılı bir şekilde
ortaya koymuştur. Anayasa Mahkemesi pek çok kararında ifade özgürlüğünün bir
dereceye kadar abartıya hatta kışkırtmaya izin verecek şekilde geniş
yorumlanması gerektiğini kabul etmiştir. Bu nedenle somut olaya konu ifadeler
açısından da Anayasa Mahkemesinin önceki değerlendirmelerinden ayrılmayı
gerektiren bir durum olduğu söylenemez.” şeklinde görüşte bulunarak ifade
özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna ve
Anayasa Mahkemesi Kararının, fesih kararı veren İş Mahkemesine yeniden yargılama
yapılmak üzere gönderilmesine karar vermiştir.
Anayasa
Mahkemesi Kararına yukarıdaki “Dokümanı İndir” kısmından ulaşabilirsiniz.