01 Eylül 2023
Tarihli ve 32296 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yargıtay 9. Hukuk Dairesine
ait E. 2023/10609, K. 2023/8901 Kararda
özet olarak;
Davacı işçi,
alt işveren nezdinde çalışmakta iken asgari ücretin %30 fazlası üzerinden ücret
aldığını, 02.08.2018 tarihi itibarıyla kadroya geçirildiğini, kadroya
geçişinden sonra da ücretinin, asgari ücretin %30'u üzerinden belirlendikten
sonra üzerine toplu iş sözleşmesi zamlarının uygulanması gerektiğini; ancak
işverence 01.01.2019 tarihinde almakta olduğu ücrete %4 oranında toplu iş
sözleşmesi zammı uygulamak suretiyle eksik ödeme yaptığını ileri sürerek fark
alacaklarını talep etmiştir.
İlk Derece
Mahkemede, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 375 sayılı KHK Geçici 23.
maddesine göre ödenmesi gereken ücret ile ödenen ücret arasında fark bulunduğu
tespit edilmekle buna bağlı fark ücret alacağı ile ilave tediye alacaklarının
hüküm altına alınması gerektiği, işçinin talep ettiği toplu iş sözleşmesinden
kaynaklı alacak talepleri yönünden yapılan incelemede, dosyaya sunulan
sözleşmelerin tarihlerine bakıldığında, işçinin talep ettiği fark alacaklarının
bu tarihten öncesine ait olduğu ve talep edilen dönemlere ilişkin fark alacak
bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Adalet
Bakanlığı tarafından, kadroya geçiş esnasında düzenlenen belirsiz süreli iş
sözleşmesinin ücret, mali ve sosyal hakların düzenlendiği kısmında asgari
ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği açıkça öngörülmediğinden,
davanın reddine karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle
kanun yararına bozma istemi ile Yargıtay’a başvuruda bulunulmuştur.
Yargıtay 9.
Hukuk Dairesi tarafından yapılan incelemeye göre, taraflar arasında kadroya
geçiş esnasında yapılan iş sözleşmesinde açıkça işçiye her dönem geçerli asgari
ücretin belirli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği öngörülmemiştir. Hizmet
alım sözleşmelerinde yüklenici tarafından istihdam edilen işçilerin
ücretlerinin asgari ücretin katları ya da asgari ücretin belirli bir oran
fazlası şeklinde belirlenmesinin, hizmet alım sözleşmesinin devam ettiği döneme
ilişkin bir uygulama olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda iş mahkemesi tarafından
davanın reddine karar verilmesi gerekirken, fark ücret ve ilave tediye
alacaklarının hüküm altına alınması hatalı olup, kararın kanun yararına
bozulmasını gerektirmiştir.
Karara yukarıdaki
“Dokümanı İndir” kısmından ulaşabilirsiniz.